Isaac Newton hayatı
işte Isaac Newton un hayatı:
ISAAC NEWTON'IN HAYATI(1642-1727)
25 Aralık 1642 tarihinde Woolsthorpe kentinde dünyaya gelen Isaac Newton fiziğin en önemli isimleri arasında yer alır. İlk aynalı teleskopu geliştirmiş, renk ve ışığın niteliğine açıklık getirmiş, evrensel kütle çekimi yasasını ortaya atarak fizikte devrim gerçekleştirmiştir. Newton doğumundan 3 ay önce babasını kaybetmiştir. Bir çiftçi ailesinin çocuğu olan Newton 12 yaşında Grantham'daki King's School'a başlamıştır.
![]() | 1661'de buradan mezun olan Newton aynı yıl Trinity College'a girdi. 1665'de buradan mezun olan Newton lisans üstü çalışmalarına başlayacağı sırada veba salgını baş gösterdi ve üniversite kapatıldı. Bunun üzerine Newton 2 yıl annesinin çiftliğinde kaldı. Burada çalışmalarına devam etti. 1667'de Trinity College'a öğretim görevlisi olarak geri döndüğünde sonsuz küçükler hesabının ( difransiyel ve integral ) temelini atmıştır. Daha sonra da ışığın yapısını açıklamış ve evrensel kütle çekimi kanunu ortaya atmıştır. Ancak çekingen olan Newton fizikte devrim yaratacak bu fikirlerini çok uzun yıllar sonra yayınlamıştır. Örneğin sonsuz küçükler hesabını 38 yıl sonra yayınlamıştır. |
--------------- ------------------
Mekanik.......................Hareket yasaları.
Mekanik.......................Gravitasyon yasası
Hidrodinamik.................Hidromekanik yasası
Hidrodinamik.................Newtonian akışkan
Termodinamik...............Soğurma yasası
Optik..........................Newton halkaları
Optik..........................Emisyon teorisi
Optik..........................Newton teleskobu
Matematik...................Calculus
Matematik...................Binom serileri
Matematik...................Newton metodu
Matematik...................Newton-Cotes formülü
Matematik ..................İnterpolasyon formülü
Etiketler: Isaac Newton 0 Comments
Albert Eınsteın'ın hayatı yaşamı
İşte Albert Eınsteın in hayatı:
Einstein, bir delikanlı olarak pek az zeka umudu verdi. Bir öğretmeni “sen asla bir şey olamayacaksın Eistein” sözleri üzerine katı bir disiplini ve skolastik eğitim uygulayan Alman okul sistemini terk etti. 16 yaşında iken Zürih Teknik Üniversitesi'ne girmek istedi. Ama matematik dışındaki konularda -modern diller, zooloji ve botanik bilgisi- eksik olduğu için üniversiteye alınmadı. Ancak o yılmadı. Bir liseye devam etti, lise diploması aldı, 1896' da Zürih Teknik Üniversitesi' nin fizik ve matematik öğretmeni yetiştiren bölümüne kaydolmayı başardı
Zürih Teknik Üniversitesi, onun düşüncelerini şekillendirdi. Öğrenime başladığı zaman büyük matematikçi Hermann Minkowski ile karşılaştı. Her bilim adamının iyi bir öğretmen olduğu söylenemez. Einstein, Minkowski' nin derslerini pek ilgi çekici bulmadı; ama kuramlarının matematiksel formülasyonunda Minkowski, ona esin kaynağı oldu. Doğrusu, Minkowski de o zamanlar Einstein’i sevmiyordu, çünkü ona “tembel köpek” diyordu.
Einstein, Teknik Üniversiteden 1900' de mezun oldu; İsviçre vatandaşlığına geçti; kısa bir süre öğretmenlik yaptı. Disipline karşı tutumu yüzünden öğrencilerin tarafından çok sevilen, fakat başarısız bir öğretmendi. Einstein Halya’da bir tatilden sonra, eğitimini İsviçre Federal Politeknik Okulu’nda 1901'de tamamladı; çok az derse girdiği halde, bir arkadaşının tuttuğu mükemmel ders notları sayesinde kursları geçmeyi başardı. Einstein akademik bir görev bulamayınca, 1902' de İsviçre' nin Bern kentindeki patent bürosunda memur ("üçüncü sınıf teknik uzman") olarak çalışmaya başladı. Görevi, bürodan onay almak üzere teslim edilmiş birçok icat arasından seçim yapmaktı.
![]() | 1879- 14 Mart'ta Almanya‘nın Ulm kentinde doğdu. 1880- Babası Hermann Einstein elektrik malzemeleri üreten bir fabrikada iş bulduğundan Münih'e taşındılar. Yavaş gelişen, hatta konuşmayı da geç öğrenen Albert, bir katolik okulunda öğrenime başladı. Okulda durgunluk, çekingenlik ve hatta ilgisizlikten başka dikkati çeker tarafı yoktu. Orta öğrenimi de kendisi için çok olumsuz bir hava içerisinde geçti. 1888- Luitpold Lisesine başladı. 1894- Ailesi İtalya'ya giderken kendisi Almanya'da kaldı ve sıkıntıdan okulunu bitiremedi. 1895- İtalya'daki ailesine katıldı, Zürih'teki ETH sınavlarında başarısız olduğundan İsviçre'nin Aarau kentine gitti. |
![]() | ![]() | ![]() |
1900
1901
1902
![]() | 1903 6 Ocakta Mileva ile evlendi. 1904 14 Mayısta ilk oğlu Hans Albert doğdu. 1905 Einstein'nın harika yılı: Zürih Üniversitesinde moleküler boyutluluk üzerine doktora tezi kabul edildi. Annalen der Physik dergisinde ikisi özel relativite, biri kuantum teorisi ve biri de Brownian hareketi üzerine olmak üzere 4 makalesi kabul edildi. |
1907
![]() Einstein ve birinci Eşi Mileva | 1909 23 Ekimde Patent ofisinden istifa ederek Zürih Üniversitesinde doçent olarak çalışmaya başladı. 1910 28 Temmuzda ikinci oğlu Eduard doğdu. 1911 Prag’da Alman Üniversitesinde Profesör olarak çalışmaya başladı. 1912 İsviçreye Profesör olarak geri döndü. 1914 Aralarında Nernst ve Planck gibi birçok ünlü fizikçinin bulunduğu Berlin’deki Kayzer Wilhelm Bilim Kurumunda Profesör olarak çalışmaya başladı. Ayrıldığı eşi Mileva oğullarıyla birlikte Zürih’e döndü. Einstein bu yüzden bir bekar dairesinde yaşamaya başladı. |
1915-
Genel relativite teorisini tamamladı. Bu teori ile uzay ve zaman için eski teorileri alt üst eden yeni bir çekim anlayışı ortaya koydu. Aynı zamanda Halkı “Avrupalılara” katılmaya çağıran savaş karşıtı manifestoyu imzaladı.
1916-
Birincisi gravitasyonel dalgalar ve diğeri kendiliğinden ve uyarılmış ışığın emilimini içeren 10 makale yazdı. “The Origins of the General Theory of Relativity” dergisini yayınladı. “Alman Fizik Topluluğu”nun Max Plank'tan sonraki başkanı oldu.
![]() | |
1917-
Berlinde Kaiser-Wilhelm Enstitüsünün kurucu başkanı oldu. İkizler paradoksu üzerine makale yazdı, kozmolojik sabiti ortaya attı. Aşırı çalışması karaciğer sorunlarına, mide ülserine ve sarılığa yol açtı. Bu hastalıklar yüzünden aylarca yatakta kaldı, bu süre boyunca ona kuzeni Elsa Einstein Löwenthal baktı.
1919-
Elsa ile 2 Haziranda evlendi. Mileva ile boşanma anlaşmasına alacağı Nobel Ödülünden alacağı paranın Mileva'ya verileceği şartı yazıldı. Güneş tutulmasını gözleyenler güneşin yıldızlardan gelen ışığı eğeceği öngörüsünü doğruladılar.

Einstein ve ikinci Eşi Elsa
![]() | 1921- Einstein, şöhretinin, Alman hükümetindeki yahudi karşıtı milliyetçiliğin artması ve Kudüs’teki Hebrew Üniversitesine para toplamak amacıyla Amerika’ya gitti. Aynı zamanda Uluslararası Ticaret Birliği kongresine katıldı. 1922- 1921 Nobel Fizik Ödülüne “Teorik fiziğe yaptığı katkılar ve özellikle fotoelektrik olayı bulduğu için” layık görüldü. Para ödülü olan 32000$ ‘ın Mileva'ya verilmesini istedi. Birleşik alanlar teorisi üzerine ilk makalesini tamamladı. 1924- Einstein Enstitüsü Potsdam'da kuruldu. Einstein, Bose-Einstein yoğunlaşmasını öngördü. |
1927-
Brükseldeki 50. Solvay Kongresine katıldı ve Neils Bohr ile kuantum teorisini tartışmaya başladı.
Einstein Solvay Kongresi'nde | |
Ön Sıra:
|
Nazilerin başa geçmesiyle Almanya'yı terk ederek Prinstondaki “Advenced Study” Enstitüsüne katıldı. Kozmolojik sabiti reddetti.
1935
Boris Podolsky ve Nathan Rosen ile kuantum teorisine karşı keskin makaleler yazdı.
1936
Eşi Elsa vefaat etti.
Bakşan Roosevelt'i atom bombasının tehlikelerine karşı uyarmak için yazılan mektubu imzaladı.



1940
İsviçre vatandaşlığından ayrılmadan Amerikan vatandaşı oldu.
1944
65 yaşında Princeton'dan emekli oldu. 1905'de yazdığı özel relativite makalesini müzayede için yazıya döktü.
1946
Atomik Bilimadamları Acil Komitesinin başkanı oldu. Dünya devletleri örgütünün kurulması çağrısında bulundu.
1952
İsrail başbakanı olması için İsrail Başbakanı tarafından teklif edildi ve red etti.
1955
Halkları nükleer silahlardan haberdar etmek için “Russell-Einstein Manifestosunu” imzaladı.
18 Nisanda saat 01'de Princeton'da aort yırtılmasından öldü. Beyni Thomas Harvey tarafından çıkartılıp, bedeni krematoryumda yakıldı.
Fiziğe getirdiği yeniliklerle bilimin gözlerini açmasında Einstein hiç kuşkusuz çok önemli bir role sahiptir.


E = M.C2 ![]() Einstein'ın sesleri: | "It followed from the special theory of relativity that mass and energy are both but different manifestations of the same thing -- a somewhat unfamiliar conception for the average mind. Furthermore, the equation E is equal to m c-squared, in which energy is put equal to mass, multiplied by the square of the velocity of light, showed that very small amounts of mass may be converted into a very large amount of energy and vice versa. The mass and energy were in fact equivalent, according to the formula mentioned above. This was demonstrated by Cockcroft and Walton in 1932, experimentally." |
|
![]() | John Hopkins Yayınevi tarafından Ze'ev Rosenkranz imzasıyla yayınlanan Einstein'dan Alıntılar (Einstein Scrapbook) isimli kitap, 20 yüzyılın en çok ilgi çeken bilim adamının hayata bakışını gözler önüne seriyor. Ünlü fizikçinin sözlerinden derlenen kitap, Einsten'ın sadece parlak bir zekaya değil, alçak gönüllü ve korkusuz bir kişiliğe sahip olduğunu da gösteriyor. 3/4/2003 İşte Einstein'dan bazı alıntılar: “Özel bir yeteneğim yok. Sadece fazlasıyla meraklıyım.” ” Modern öğretim metodlarının, araştırmanın kutsal merakını boğazlamamış olması mucizeden başka bir şey değildir.” “Ricanıza kabul edemedeğim için üzgünüm, ancak analiz edilmemiş olmanın karanlığında kalmaktan çok memnunum.” (1927 yılında kendisine psiko analiz yapılması teklif edildiğinde verdiği cevap) |
“Deneyimleyebileceğimiz en güzel şey gizemdir. Gizem, bütün gerçek sanat ve bilimin kaynağıdır.”
“İnsanoğlunun kendisi ve kaderiyle ilgilenmek, bütün teknik çabaların ana amacı olmalı. Çizelgelerinizin ve denklemlerinizin arasında bunu asla unutmayın.”
“Kör bir böcek, bir kürenin yüzeyinde sürünürken, takip ettiği yolun kavisli olduğunu farketmez. Ben bunu farkedecek kadar şanslıydım.”
“Tekrar genç bir adam olabilseydim, bir bilim adamı ya da akademisyen ya da öğretmen olmaya çaılşmazdım. Mevcut durumlar dahilinde bana daha fazla bağımsızlık vermesi ümidiyle tesisatçı ya da seyyar satıcı olmayı seçerdim.”
“Matematik konusunda çektiğiniz zorluklardan yılmayın. Sizi temin ederim benimkiler hala sizinkilerden daha büyük. (12 yaşındaki bir çocuğa mektubundan)
“Eğer Amerika'daki herkes sizin davrandığınız gibi davransaydı, bu ülke savunmasız kalırdı ve köleliğin tutsağı olurdu.” (Bir savaş karşıtına mektubundan, 1941)
“Ben kederim” (Hiroşima'nın bombalandığını duyması üzerine, 1945)
“Otoriteye karşı duyduğum küçümsemenin cezası olarak, kader beni de bir otorite yaptı.”

III. BÖLÜM
Einstein'ın Teoremleri
Uzay ve Zaman
Einstein teorisine göre uzay zaman eğridir.Uzay zamanın eğriliği kütle çekimi, yani gravitasyona eşittir.Bunu
anlatacak bir örnek: Bir portakalın üstüne üç toplu iğne batıralım ve bu toplu iğnelere göre bir bıçakla portakalı keselim.Ortaya portakal kabuğundan yapılmış bir üçgen çıkacaktır.O üçgeni alıp masaya koyarsanız üçgenin kenarlarının düz olmadığını görürsününüz.
Düz bıçakla kestiğimiz kenarlar eğridir.Şimdi aynı şekilde diyelimki
siz dünyadan bir uyduya bir sinyal gönderdiniz.O da bu sinyali başka bir uyduya gönderdi ve ikinci
uydudan sinyal tekrar dünyaya aksettirildi.Işığın yörüngesi en kısa mesafedelerden oluşan bir jeodezik üçgendir.
Eğer güneş bu üçgenin içinde ise o zaman ortaya çıkan kenarları dışa doğru eğri bir üçgendir, tıpkı
portakal kabuğu gibi.
Çünkü güneşin kütlesinden dolayı ışık eğri bir yörünge takip ediyor.Bunu güneş tutulması esnasında arka plandaki yıldızlarının yerlerinin kaymasından görmüştük.
Şimdi Einstein gibi şöyle düşünebilirsiniz : Ben güneşi ortadan kaldırayım ama uzay zamanı o üçgeni verecek şekilde eğri yapayım, tıpkı portakalın üstünde olduğu gibi.Bir bakış açısına göre güneşin kütle çekimi ışığın yörüngesini saptırıyor düz olmaktan.Öteki görüşte güneş hiç ortada yok, uzay zamanın eğriliği ışığın yörüngesinin düz olmamasını sağlıyor.
Kuantum
Atomaltı dünyada geçerli olan ve kuantum mekaniğince betimlenen ilişkilerin garipliğini hepimiz az çok biliyoruz.Gelgelelim, iş bu garipliklerin nedenine geldiğinde, açıklamak için ortaya fırlayacak gönüllü yok.Ya da
şimdiye değin yoktu diyelim: Bir İngiliz bilim adamı, iddalı bir öneriyle bu garipliklerin sırrını çözdüğünü söylüyor.
bir parçacık çiftinin iki üyesinden birine yapılan müdahalenin, ötekini de aynı anda etkilemesi.
Warwick Üniversitesi fizikçilerinden Mark Hadley, Einstein'ın bir önerisinden yararlanarak bu bilmeceyi
çözdüğünü öne sürüyor.Büyük ölçekte Evren'i başarıyla açıklayan genel görelilik kuramının sahibi Einstein, parçacıkların aslında uzay içinde küçük bükülmeler olduğunu öne sürmüştü.Hadley de bu düşünceyi gelişti
rerek parçacıkları, uzay-zaman içinde "geon" denen bükülmeler olarak ele alıyor.Bir geon içinde zaman,
kendi üstüne doğru bükülerek, bir parçacığa geçmişinde olduğu kadar geleceğindeki olaylardan da etkilen me olanağı sağlar.Daha önceki çalışmalarında Hadley, bunun kuantum dünyasının garipliklerini nasıl açıklayabileceğini ortaya koymuştu.
Kanada'nın Toronto Üniversitesi fizikçilerinden Jonas Mureika, geon kuramının, kuantum dünyasındaki gar ripliklerin, klasik fizikle nasıl açıklanabileceği konusunda güzel bir örnek olduğu görüşünde."Gene de, zamanla oynarken dikkatli olmak gerekir" diye uyarıyor."Sorulması gereken, zamanın yönü, kuantum düzeyinde değişebiliyorsa, büyük ölçekteki Evren'de neden değişemiyor?"
Tek Formül
açıklıyor.Ancak bu iki teori birbiriyle çelişiyor.Yerçekimine kuantum mekaniğinin kanunlarını uygulamaya
çalıştığınızda, ortaya saçma sonuçlar çıkıyor.Ancak mikro ve makro kozmos dünyaları birnirinden tümüyle
ayrıldığından bu çelişki bir sorun yaratmıyor.Yine de fizikçilerin en büyük umut ve arayışı iki teori arasındaki
çelişkiyi ortadan kaldıracak yeni bir formül bulmak.
Michael Green ve John Schwarz adlı iki fizikçi parçacıkların bir nokta biçiminde değil de, sonsuz uzunluğu
olan incecik iplikçikler olarak (string) tahayyül edilebileceğini ortaya attılar.Bu iplikçik teorisinin işlemesi için
algılayabildiğimiz 4 boyutlu bir alem yerine önce 10 sonra 11 boyutlu bir alemin varlığını ortaya attılar.İşte o
zamandan beri String teorisinin yardımıyla, fizikçiler "Tek Formül"ü bulmaya her yıl yaklaşıyorlar.Einstein'ın
dediği gibi, "Evrenin en anlaşılmaz tarafı anlaşılabilir olmasıdır."
Işık Hızı
göreliliğe bağlıyken ışık hızı dokunulmazdı.Işık hızı geçerli olabilen en yüksek hızı oluşturuyordu onun için.Ne
neseler, ne ışınlar ne de sinyaller daha hızlı hareket edebilirdi.Astronomik ölçümler de Einstein'ın kuramını destekliyordu doğrusu.Ama son zamanlardaki gelişmeler, neredeyse tabusal bir özellik taşıyan ışık hızına
yönelik kuşkuları her gün biraz daha artırıyor.
Köln'lü fizik profesörü Gunter Nimtz bu kuşkunun önemli müsebbiplerinden biri.Laboratuvarında gerçek
leştiği basit deneylerle ışık hızının aşılabileceğini idda ediyor.Nimtz'in yaptığı deneyde, bir yandan bildiğimiz
ışık ışınları, bir yandan da mikro dalga sinyaller boru biçimindeki metalik bir iletkenin içinden geçerek ulaşıyor hedefe.Üstelik Nimtz, bu yolla anlamlı sinyaller de gönderebileceğini kanıtlamak için miko dalgalara,radyo yayınlarında olduğu gibi, Mozart senfonilerinden bölümler yüklüyor.
Bütün bu olup bitende komik bir yan bulan yalnızca Nimtz.
Çünkü meslektaşları bir yandan Einstein'ın görelilik kuramının doğayı açıklamakta hala temel kılavuz olduğu yolundaki görüşlerini sürdürürken, öteyandan Kölnlü fizikçinin rakipleri bile yapılan ölçümlerin doğru olduğunu kabul ediyorlar.Ancak iş, ortaya çıkan sonucun, görelilik kuramının ötesinde bir fenomen olarak açıklanması noktasına gelince yollar ayrılaıyor.Avusturyalı astrofizikçi Paul Davies, "Einstein'ın devrimi kusursuz değildi" diyor.Davies'e göre görelilik kuramının bizi nereye kadar götüreceği tam olarak bilinmiyor henüz, ayrıca Einstein'ın kendisi de, teorisini geliştirirken önceki yüzyılın yanılgılarından tümüyle kurtulabilmiş değildi.Dahi fizikçiyle hesaplaşmayı sürdüren Davies, bir noktadan daha yükleniyor Einstein'a: "En temel soruyu sormamıştı o, zamanın nasıl oluştuğu sorusunu!"
Foton Telepatisi
Bilimsel deneyler bazen büyük bir başarıyla sonuçlanır.İsviçre'de üç kenti kapsayan bir alanda yapılan foton
Bernex ve Bellevue kentleri arasında yapıldı.
Aralarında 10 km uzaklık olan iki foton, ayna karşısında her seferinde birbirleriyle aynı davranışı göstermiş
tir.Fotonlardan biri yanrıyansıtıcı bir aynadan geçmişse, ondan 10 km uzaktaki öteki foton da aynı anda yarı yansıtıcı bir aynadan geçmiştir.Biri yansıdıysa, aynı anda öteki de yansımıştır.Sanki her biri, diğerinin o anda ne yaptığını bilmektedir.
Özel görelilik kuramına göre, hiç bir sinyal ışıktan daha hızlı (300000km/saniye) gidemez; oysa aralarında
10 km olan iki foton aynı anda (arada zaman geçmeden) aynı davranışı göstermektedir.

Einstein'a göre tümüyle gerekirci (determinist) bir gerçeklik vardı; fakat bu, kuantum fiziğinin tanımlayabileceğinden çok daha derinlerdeydi.
Bu varsayıma"saklı değişkenler" varsayımı denmektedir.Einstein, Boris Podolsky ve Nathan Rosen gibi diğer iki fizikçiyle birlikte, bir düşünce deneyi yapmayı düşündü; bu deney yeni doğmuş kuantum kuramında bir mantık çelişkisi olduğunu gösterecek, böylece bu kuramın eksik olduğunu ortaya çıkaracaktı.
Bu üç fizikçinin yapmayı tasarladıkları deney, İsviçreli araştırmacıların yapmış oldukları bu deneydi.1930 yıl
larında bu deneyi gerçekleştirmek teknik bakımdan olanaksızdı.Tam tersi oldu!"EPR (Einstein-Podolsky-
Rosen) paradoksu" fizik araştırmalarına on yıllarca damgasını vurdu.
Bir lazerden çıkan bir foton (ışık parçacığı) bir KNbO3 kristalinden geçerken daha az enerjili iki fotona ayrılır.
Her foton bir optik lif içine girer ve yolu üstünde yarıyansıtıcı bir aynaya rastlar.Ayna tamamen raslantıya bağ lı olarak, fotonu bazen yansıtır, bazen geçirir.Aynayı geçen foton bir dedektöre çarpar.
Aralarında 10 km'den fazla bir uzaklık bulunan bu iki foton, her an birbirlerinin tıpatıp aynı davranışları gösterir
ler; şöyle ki fotonlardan biri aynadan geçmişse, öteki degeçer; yansımışsa öteki de yansır.Einstein bu olaya uzaktan hayaletsel bir etki adını vermiştir.
Recent Comments